Konak Tıbbi Branşları

Tüp Bebek Ünitesi

Konak Hastanesi

Modern tüp bebek tedavisinin kurucusu, Bob Edwars’tır. Tüp bebek işlemi sonucu doğan ilk bebek (Louise Brown), 1978 yılında İngiltere’de dünyaya gelmiştir. 1971 yılından itibaren tüp bebek ile ilgili olarak yapılan tüm uygulamalar günümüz tüp bebek tekniğinin temelini oluşturmaktadır. Dünyada tüp bebek ile ilgili gelişmeler hızla devam ederken, Hastanemizde tüp bebek konusundaki çalışmalara kayıtsız kalmayarak ilerleyen tüp bebek yöntemlerini 2015 yılı itibariyle Kocaeli’de ilk defa uygulamaya başlamıştır.  

Tüp bebek tedavisine başlama kararı alındığında adet kanamanızın 1. ile 5. günü arasında randevu alarak merkezimize gelmelisiniz. Hastanemizde tedavi amacıyla gelen hastaların Tüp Bebek yönetmeliği gereğince evli olmaları şarttır. Bu nedenle hastalarımızın evlilik cüzdanlarını yanlarında getirmeleri gerekmektedir. Eğer daha önceden yaptırdığınız; Spermiyogram (Sperm Tahlili), HSG (Rahim Filmi), Hormon Tahlilleri gibi tetkikleriniz varsa bunları yanınızda getirmeniz faydalı olacaktır. Tedavinin süresi hekiminizle birlikte karar vereceğiniz tedavi seçeneğine göre tahmini olarak 15-20 gün arasında değişmektedir. 

Verilen Hizmetler

Infertilite (Kısırlık):

Normal doğurgan çiftlerde, normal sıklıkta cinsel ilişki durumunda aylık gebe kalma oranı % 25’dir. Bu oran 1 yıl sonunda %85, 2 yıl sonunda ise % 90 civarındadır. Gebeliğin oluşması için; yumurtalıktan atılan sağlıklı bir yumurtanın, erkek spermi ile birleşmesi gerekir. Döllenme (fertilizasyon) olarak adlandırılan bu olay kadının tüplerinde meydana gelir ve döllenmiş yumurta (embriyo) rahim boşluğuna yerleşerek gebelik meydana getirir. Gebeliğin oluşumu için; sağlıklı yumurta hücresi, sağlıklı sperm hücresi, açık ve sağlıklı en az bir tüp ve döllenmiş yumurtanın yerleşebileceği normal bir rahim boşluğu bulunması gerekir.Kısırlık :Herhangi bir doğum kontrolü yöntemi uygulamaksızın, 1 yıl süreyle, düzenli ilişkiye rağmen gebe kalamama durumudur. Kısırlık problemi olan ailelerin yaklaşık %30’unda erkekte, %30’unda kadında ve %30’unda ise hem erkekte hem de kadında problem vardır. Ailelerin %10’unda ise yapılan birinci basamak testler ile gebeliğe engel olan herhangi bir problem tesbit edilememektedir ve bu grup “açıklanamayan kısırlık” olarak adlandırılmaktadır.

Embriyoloji:

IVF (In vitro Fertilizasyon): Gebelik oluşurken spermler uterustan fallop kanalllarına geçerek yumurtayı döller. Sperm sayısının az olması, bayanın kanallarında tıkanıklık olması gibi bazı nedenlerden dolayı spermle yumurta birleşemez. IVF laboratuvarında bayandan toplanan yumurtalar, spermle aynı ortamda döllenir ve gelişen embriyo ana rahmine transfer edilir.

ICSI (İntrasitoplazmik Sperm Enjeksiyonu)

1992 yılından önce sperm sayısı çok az olan hastalarda IVF yöntemi kullanıyordu ve döllenme gerçekleşmediğinden birçok hastanın işlemi iptal ediliyordu. ICSI nin bulunmasıyla birlikte erkek infertilitesinde büyük bir basamak atılmıştır. IVF de yıkanan sperm hücreleri laboratuvar ortamında aynı dişte birleştirilmektedir. Sperm hareketliliği düşükse, sayısı yeterli değilse, cerrahi yöntemlerle sperm elde edilmesi gerekiyorsa IVF de spermler yumurtaya ulaşamayacağından ICSI işlemi yapılmaktadır. ICSI işleminde her bir yumurta hücresine , bir sperm hücresi gelişmiş mikroskoplar aracılığıyla enjekte edilir ve oluşan embriyo annenin uterusuna transfer edilir. 

IMSI (Yüksek Büyültmeyle Seçilmiş Sperm Enjeksiyonu)
Yüksek Büyültmeyle Seçilmiş Sperm Enjeksiyonu sperminde ciddi problem olan hastalara ve tekrarlayan düşükleri olan hastalara tavsiye edilir. Bu teknikle sperm boyaması yapılmadığından, seçilen sperm enjeksiyonda kullanılabilir. Deneyimli bir embriyolog ICSI mikroskobunda iyi morfolojideki spermleri seçebilir. Normal ICSI mikroskobunda 400 kat büyültme sağlanmaktadır. Ancak IMSI mikroskobunda 8-10.000 kat daha büyük büyültme kullanılarak normal ICSI mikroskoplarında göremediğimiz, sperm başındaki vakuoller ve defektler ayırt edilebilir. Daha sağlıklı spermler seçilerek gebelik başarı şansı artırabilir. Son yapılan çalışmalar da IMSI’nin implantasyon oranını arttırdığı belirlenmiştir.